Avrupa Birliği’nden Türk Şirketlerine Yeni Raporlama Yükümlülükleri

5 Ocak 2023'ten itibaren yürürlükte olan Yeni AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Direktifi (CSRD), şirketlerin raporlama yükümlülüklerini artırarak 1 Ocak 2024'ten itibaren hayata geçiyor. AB genelinde yaklaşık 49.000 işletmenin etkileneceği öngörülen bu direktif, özellikle Türkiye merkezli birçok şirketi doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiriyor.

Direktif, şirketlerin mevcut raporlarında sürdürülebilirlikle ilgili bilgilerin yetersiz olduğuna, yatırımcılar ve paydaşlar için önemli bilgileri içermediğine ve güvenilir olmadığına dair ciddi endişeleri gidermeyi hedefliyor. AB Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS) çerçevesinde raporlama yapacak olan şirketler, bu standartlara uymak zorunda.

CSRD'ye tabi şirketler arasında, 1.1.2024 itibarıyla 500'den fazla çalışana sahip halka açık şirketler, belirli kredi kuruluşları ve şu anda Finansal Olmayan Raporlama Direktifi kapsamında raporlama yapan sigorta şirketleri bulunuyor. Diğer büyük şirketler 1.1.2025'ten, sermaye piyasası odaklı KOBİ'ler ise 1.1.2026'dan itibaren ESRS'ye uymak zorunda olacak.

ESRS, "çifte önemlilik ilkesi"ni benimsemekte. Buna göre, bir sürdürülebilirlik konusu, şirketin insanlar veya çevre üzerindeki etkileriyle ilgiliyse veya kısa, orta veya uzun vadede önemli finansal etkilere sahipse raporlamaya tabi tutulacak.

ESRS, iki ana kısımdan oluşuyor: ESRS 1 genel gereklilikleri belirlerken, ESRS 2 genel açıklamaları sağlar. Diğer tüm standartlar ve bunların içerdiği açıklama gereklilikleri önemlilik değerlendirmesine tabi olarak belirlenmiş durumda.

CSRD ve ESRS ile birlikte, raporlama ödevi genişletiliyor, basitleştiriliyor ve önemlilik konusunda yeni bir anlayış getiriliyor. Raporlar daha kapsamlı bir dış denetime tabi tutulacak, şirketlerin yönetim raporunun bir parçası haline gelecek ve yeknesak elektronik rapor formatı geliştirilecek.

Bu gelişmeler sadece iklim ve çevre odaklı değil; eşit ücret, insana yaraşır ücret, ileri eğitim ve adalet gibi sosyal ve etik boyutları da içeriyor. Türkiye'nin, küresel ekonomiye entegre olduğu ve diğer ülkelerle gelişmiş ilişkilere sahip olduğu göz önüne alındığında, işletmelerin gerekli hazırlıklara başlaması kaçınılmaz. Bu yüksek kaliteli ve güvenilir raporlama, kamusal hesap verebilirlik kültürünün gelişimine katkı sağlayacak.